7 Temmuz 2010

Kader Nedir?

1. Bölüm

Ezeli ve ebedi tek varlık olan Allah (c.c) dilediğini yaratandır. Hiçbir şey yaratmadan önce ondan başka bir varlık yoktu. Gücüne ve hikmetine saygı gösterecek, övecek, şükredecek varlıklar diledi. İlk yarattığı an bir çeşit milat gibi düşünülebilir. Çok sayıda melekler kendisine sürekli secde halindedir. (Rükû, kıyam…)
Fakat hür irade ve bilinç sahibi varlıklar da dilediği için iblisi, insanları ve cinleri yaratmış.(bizim bildiğimiz hür irada sahibi topluluklar.)

Fakat hür irade sahibi varlıkları topluluklar halinde kendisine kulluk etmesi meselesinde, meleklerden ve iblisten farklı bir perspektif ortaya çıkıyor. Yaratacağı varlıklar hem ona kulluk edecek, hem de kendi ruhundan, bilinçli varlıklar olacakları için Allah’a dost da olabileceklerdir. Sonsuzlukta bilinç sahibi dostlar… Yalnızlık Allah’a mahsustur. Fakat insanları ve cinleri yaratarak, kendi yalnızlığında bir değişiklik yapmıştır. Kendisine benzemeyen dostları olacaktır. Rahman ve Rahim olan Allah, bu dostluğun ve kulluğun değerini arttırmak için evreni ve dünya hayatını uygun görmüştür.

Varlığını sorgularken, yaratıcının kendisini neden zorluklarla dolu dünyaya gönderdiğini, neden cennete koymadığını soracak kullarına cevapları hazır etmiştir.

İlk insanlar olan Âdem ve Havva hayatlarına cennette başladılar! Tam da beklediğimiz gibi… Elbette bir tek onlar orada gözlerini açtı. Biz ise onların soyundan geldiğimiz için sürecin bir parçası olarak Dünyalı olduk.

Hür iradenin ateşten gömlek gibi olduğunu, şeytana ilk aldanışında idrak eder insan…
Yaratıcının emrinin dışına çıkmanın bedelini cennetten çıkarılarak öder…
O andan itibaren her şeyin bedelini ödemek durumunda kaldık…

Allah-ü Teala insanı, dünyayı hak edecek şekilde ve dünyada cenneti hak edecek şekilde yaratmıştır. Kaderimizdeki dönüm noktalarından biri cennetten çıkıştır. Bu sadece bir günah değil, büyük bir tasarımın adil bir süreç olarak işlemesidir.
Kulluğun akıl ve hür irade sahibi varlıklar tarafından, dünya hayatı gibi cennete göre zorluklarla dolu bir süreçte eda edilmesi ile manevi açıdan değeri yüksek olmaktadır.

Cennetti ödül, dünya hayatını ise imtihan ve ibadet yeri olarak takdir etmiştir Rabbimiz.



2. Bölüm

Kader meselesi, toplumumuzda tartışma konusu olmaya uzun zamandır devam etmektedir. Eskiden bunun tartışması yapılmıyordu belki. Eski derken Anadoluda Ahmet Yesevi erenlerinin dönemi ve sonrasındaki birkaç yüzyılı kast ediyorum. Allah dostlarının etrafına dergâh, tarikat düzeni içinde toplanan insanlar güçlü bir kaynaktan her türlü dini sorulara tatmin edici cevaplar alıyorlardır… Daha önemlisi bu tür konularda her kafadan bir ses çıkmıyordur. Danışılanlar arasında önemli ihtilaflar olmuyordur…

Günümüzde ise hem İslami ilimlerde sivrilmiş hocalardan, hem de konuyu saf felsefe açısından değerlendirenlerden farklı yorumlar duyabiliyoruz. Hiç ilmi olmayanlar, kişisel gelişim ‘öğüt verenleri’ de kader kelimesini sloganlarına katmışlardır.
Öyle bir konu ki ayrıntılara girdiğiniz ilk anda paradoksta buluyorsunuz kendinizi…
Hiç de bir cümleyle özetlenecek kavram değildir ‘kader’! Anlaşılan bu günkü tartışmalar, kısaca özetleme alışkanlığının bir sonucudur. Din eğitiminin okullarda haftada bir saat olması, kuran kurslarının yetersizliği ve çoğunlukla çocuk yaşlarda gidilmesi gibi pek çok sebep eklenebilir…

Zanlar ;

1) İnsan kaderi üstünde çok belirleyici(tamamen), verdiği kararlar ile yaşayacaklarını, mevkisini etkileyebilir.
O halde;
Hz. Âdem (a.s) yasak meyveye dokunmamış olsaydı dünyaya gönderilmezdi! Yani hiçbir emri çiğnememiş olsaydı! O halde evren yaratılmazdı veya evrende insan olmazdı! Sizce bu mantıklı mı!?

Bence değil. Bu önerme yanlış.

2) İnsanın kaderi, sadece belli başlı konularda belirlenmiştir. Belirlenmemiş pek çok ayrıntı vardır ve biz hür irademizle bu konularda tercihlerde bulunuruz.


Kelebek etkisi veya domino etkisi kavramlarını biliyorsunuzdur. Bize basit ve önemsiz gibi görünen bir tercih, önemli olayları tetikleyebilir. İkinci önermemiz kaderin sadece önemli olayları kapsadığı şeklindedir. Doğum, ölüm, evlilik, savaş vs… Bunlar önemli olsa gerek!
A şahsının ölüm saati kaderde bellidir. A şahsı intihar saldırısı gerçekleştirecek. Vücuduna yerleştirilmiş bir bomba var. Bir butona basınca bomba patlayacak. Ölüm anına 1 saat kaldığını varsayalım. Patlama anında ölecek 20 kişi daha vardır. Şehirde bir sokakta yaya olarak ilerlemektedir. Birisi ihbar etmiştir. Sivil polisler şüpheli aramaktadır. Bir sivil polis A şahsından şüpheleniyor. Yanına yaklaşarak, rozetini gösteriyor ve üstünü aramak istediğini söylüyor. A şahsı panik oluyor ve butona basıyor.

Ölüm anına 1 saat var!

A şahsının ölmemesi için sistemin çalışmaması gerekir. Bomba patlamayacak. Peki, 1 saat sonra intihar bile edebilse, aynı anda ölmesi gereken 20 kişi için ne diyeceksiniz. Muhtemel olay yerinde bir tüp patlaması olursa, işyeri veya evi dağılmış birileri olacak.(Sokağa uçak düşerse yine aynı sorun) Kaderde bu yoksa! Yoksa böyle bir şey olmayacak! Aynı yerde olan bu yirmi kişiyi öldürün ve sadece kaderde zarar görmesi gereken yerler ve kişiler zarar görsün. Senaryolar çoğaltılabilir.

A şahsının bombayı patlatabilmesi, kaderi doğrudan ilgilendirir. Eğer Allah bunun olmasına izin verdiyse, bu olur! Çünkü ecelleri bu olaya bağlanmış insanlar var. Dükkânları hasar görecekler var. Bunların zamanı tam olarak bellidir.

İslam’da kader ve kaza vardır. Allah’ın olmasını istediği şeyler kaderdir. Bunların yan etkilerine kaza denir. Kazaların gerçekleşmesi ise yine Allah’ın onayına tabidir.

O halde her şey Allah’ın takdiridir. Kısmet kelimesini bu takdirin kısımları için kullanırız. -”Bize de bu kısmetmiş!”
Bombanın 1 saat sonra patlaması takdir edilmiş ise sivil polisin gözüne bu adam iliştirilmez! Görse de hislerine etki edilir ve ondan kuşkulanmaz. Kuşkulansa da arkadaşı başka birine dikkat çeker. Onlar onu süzerken, A şahsı sokak değiştirmiş olabilir ve bizim polis, şahsı gözden kaçırmış olur. Kalabalıkta araması zaten güçtür. Bu güçlük gerekirse Allah tarafından arttırılır…

Allah bu bombanın patlama saatini takdir ettiyse, patlamayı ve zamanını ondan başkası durduramaz/değiştiremez!

Hz. Musa (a.s) ve Hz. Hızır (a.s)’ın kıssasını hatırlamanızı rica ediyorum.

Önemsiz gibi görünen olaylar, önemli olayları etkileyebildiği için onlar da gelişigüzel gerçekleşmez. Rahman, kaderi gerçekleştirmek için insanları yönlendirir. İlham verir, çeşitli hevesler uyandırır, olaylar yaratır, tercihlerimizi kaderi değiştirmeyecek şekilde kullanmamızı sağlar.

Hür irade yönlendirilmektedir.

Bu durumda ikinci önerme(doğruluk payı olsa bile) tek başına kaderi açıklamaya yetmiyor.

3) İnsan hiçbir şey yapmasa da başına gelecek olan başına gelir. Her şey kaderdir.
Hür irade varsa bile kader açısından bir önemi yoktur.

İlk cümle doğru fakat insan hareket etmek zorunda bırakılmıştır. Ortalama sağlıklı insan yemek için, tuvaletini yapmak için, giyinmek ve barınmak için hareket etmek zorundadır. Sadece en gerekli hareketleri bile yapsa kaderin argümanı/dişlisi olarak iş görecektir. Bunu yapmaya çalışanlar çok azdır. “Gölge etme başka ihsan istemez!” sözüyle Kınıkçıları hatırlarız. “Azıcık aşım, dertsiz başım!”’ın ileri dereceleri…
Kimseyi umursamayan ve hiçbir şey yapmamayı benimseyen, güneşli bir günde yere uzanmış adamın başına imparator dikilmiş! Kaderin cilvelerinden biri…

İlk cümleyi destekleyen bir örnek olabilir bu! Hiçbir şey yapmasan da imparatorun ayağına geleceği varsa gelir! Bu adamlar hayatta kalmak için gerekli en az hareket dışında bir şey yapmamakla meşhur olmuşlar! Bu da normalden çok dikkat çekici bir şekilde farklı bir tavırdır. Normal insanların dikkatlerini çekmişler ve bu şekilde zincirleme bir etki ile söz konusu olay gerçekleşebilmiş.

İkinci cümle:”Her şey kaderdir!”
Bunu yukarda açıklamıştık. Kader ve kazalar ile birlikte her şey Allah’ın takdiridir.

Geldik en hassas konuya! Hür iradenin kader açısında önemine!


Rabbimiz, hür iradeye sahip olduğumuzu bildirdiğine göre, hür iradeye sahibiz. Fakat kaderi, hayatı anlamaya çalıştıkça öğrenebileceğimiz şeyler vardır. Çeşitli ilimleri insan keşfederek öğrenir ya da bu bilimler var olur. Burçların farkında olanlar bunun büyük bir ilim olduğunu idrak edebilir. Burçların batıl olduğunu düşünenler ise bu ilimden ve muhtemel faydalarından yoksun kalırlar. Kaderi anlama çabasını da ilim olarak değerlendirebiliriz. Kaderin çok kapsamlı olduğuna inananlar ve “ o kadar da değil” diyenler arasında benzer bir fayda farkı vardır diyebiliriz. Kişisel ve genel olayları kader açısından değerlendirenler Allah’ın kendilerine açacağı kapılar için sabrederler.
Kaderi gözetmeden yaşayanlar ise genellikle daha fazla hüsran yaşarlar. Bazıları ise bulundukları yüksek makamları ve başarılarını tamamen kendilerinden bilirler. İşte bu gafilliktir.

Kendimizi çok güçlü görmek hatadır. Yapacağımız tercihlerle her şeyi değiştirebileceğimizi düşünmek yanlıştır.
Hür iradenin en önemli işlevi iyi ve kötü arasında tercih yapabilmektir. Safınızı belirlemekte özgürsünüz. Hayat, insanların gelişigüzel yaşamaları için var değildir. Bu açıdan bize sunulmuş bir şerit vardır. Herkes için ayrı bir yol. Doğayı, çevremizi ne kadar etkileyebileceğimiz bellidir. Aşamayacağımız bir bendimiz vardır.

Birinci bölümü tekrar okumanızı rica ederek esenlikler diliyorum…

Veliamca Group Personel Arayışı

Üniversitelerin ilgisiz bölümlerinden mezun
Askerlikle kovalent bağı olmayan
30’a merdiven dayamış
Özgüvenin ne olduğunu bilmediği halde ona sahip olan
Üçün beşin hesabını yapmayıp, “ne verirseniz eyvallah!” diyen
Giyimine özen gösteren (geyvari modacılardan olmamak şartıyla)

Gerektiğinde telefonlara bakacak, müşteri ilişkileri kem kümün yanında
Okeye dördüncü olabileceğine inanan!

Takım çalışmasına yatkın (Malum, ofiste angarya işler olur. Bunları personel kendi
içinde halleder.)

Resmiyet ile samimiyet arasındaki ince çizgiyi bir türlü denk getiremeyen
Vur denildiğinde öldüresiye dalan bir takım arkadaşı arıyoruz.

Görev tanımı: Şirketimizin imaj yönetimi stratejisi doğrultusunda aldığımız karar gereği, ne kadar çok personel o kadar büyük ve güvenilir şirket imajı felsefesi gereği; ortalıkta dolaşacak, gözüne ilişen çöpleri toplamaya tereddüt etmeyecek, kendinden başka en az iki personelin çay ve pisküvi tedarikini üstlenecektir. Olası tahsilat sorunlarında, şirket adına atılgan davranılması gerekecektir.

İlgilenen adayların panik etmeden, iyi düşünmeleri ve karar verdiklerinde facebook’taki sayfamızdan cv’lerini göndermeleri rica olunur.

Ref: IŞVARDIDAÇALIŞMADIKMI