9 Eylül 2008

Kore'de Mehmedcik Ve Coni

Uzerinden 43 sene gecmesine ragmen Kore Savaslari (1950/1953) hakkinda pek eser ortaya konamamistir. Ortaya konulanlar da daha cok askeri tarih ve hatirat seklindedir. Oysa Kore'de uc kultur yan yana savasmis, boylece en dogru bicimde "kiyas" yapma imkâni dogmustur. Bati, dogu ve uzakdogu kulturleri yani Hiristiyan, Musluman ve Budist askerler ayni safta savasmistir. Ayni safta yer almak dostluk ve fedakârlik manasina gelirse de Amerikali askerlerin Turklere karsi bu sekilde davranmadigi gayet iyi bilinmektedir. 1950 sonundan 1954'e kadar bir Cin esir kampinda birlikte kalan Turk Mehmedcik ile Amerikali Coni'yi kiyaslayacagiz. Mukayesenin enteresan yonu, her iki tarafi da Amerikalilarin dusuncesi ile gorecegimizdir.

1964 senesinde bir Turk askeri heyeti Amerika'ya gider. Orada aksam yemegine misafir olduklari bir Amerikan yuzbasisi, kutuphanesinden "Mc. Call" isimli bir dergi cikarir. 1958 senesine ait bu dergide Kore Savaslari'na ait genis bilgiler mevcuttur. Bir psikoloji dergisi olan "Mc. Call", yukarida sozunu ettigim esir kampindaki Mehmedcik ve Coni'yi kiyaslamis ve "Anadolu bozkirinin ortasinda dogan, binbir mahrumiyet icerisinde buyuyen Mehmedcigin, her turlu imkâna sahip Coni'den hangi sebeplerden dolayi ustun oldugunu" cevaplandirmaya calismis.

Mc. Call dergisinde anlatilan ve hicbir Turk'un hayatini kaybetmedigi Cin esir kampini bir Turk subayinin ifadeleriyle sunuyoruz:

Bu akinda Kizillar buyuk capta esir almislardir. Kista kiyamette cesitli milletlerin askerlerinden olusan bu buyuk esir kafilesine, Kizil Cin ulkesine dogru bir "olum yuruyusu" baslatilir. Hava cok soguk ve karlidir. Kafilede pek cok hasta ve yarali vardir. Yuruyemeyen esir, yolun bir
kenarina cekilir. Kizil Cinli muhafiz gelir, takati olmadigindan yuruyemeyen bu insana once tufek dipcigi ile vurur. Yarali ve hasta bu zorlama ile ayaga kalkip kafileye katilirsa ne ala. Aksi halde hemen kafasina bir kursun sikilir ve bu zavalli asker orada temelli kalir. Bu sahne her milletten
yurume gucu olmayan esir icin yol boyunca aynen tekrarlanir. Fakat, Turk esirlere gelince is tamamen degisir. Bizden de gucu kesilen, yuruyemeyen ve yolun kenarina cekilen olur. Cinli muhafizdan evvel, hemen bizden iki uc kisi kosar arkadaslarini kaldirip sirtlarina alirlar. Hâlbuki onlar da yorgun ve hastadir.

Kampta Cinlilerin ilk yaptigi is sudur:

Birlesmis Milletler'in ve kendi ulkelerinin esirlere verdikleri tum uniformalar cikartilir. Yerine uzerinde herhangi bir rutbe alameti bulunmayan duz ve tek tip elbiseler giydirir. Boylece ilk anda bekledikleri gerceklesir. Birlesmis Milletler Ordusunu olusturan cesitli ulkelerin askerlerinde, rutbesiz olmanin getirdigi disiplinsizlik baslar. Rutbe otoritesi yerine pazu kuvveti baslar. Yalniz...
Bu esir askerler arasinda bir grup vardir ki derhal Kizillarin dikkatini ceker. Bizimkiler... Uniformalari yoktur. Rutbe isaretleri bulunmamaktadir. Ama yuzbasi yine yuzbasidir, bascavus yine bascavustur ve er yine erdir. Aynen eskisi gibi disiplinli bir hayat vardir.

Cinliler 100 esir bulunan her bolume 15-20 kisiye yetecek yemek birakirlar. Tevzi edilmez, ortaya birakilir. Kol kuvveti olan aslan payini alir. Bizimkiler ise yemekhane nobetcisi bulundurur, yemek 100 esit parcaya bolunur. Her 100 kisiden bir gunde bir kisinin doktora gorunmesine musaade edilir. Ingiliz ve Amerikali askerlerin guclu olanlari bu hakki kullanirken,
Turkler, en agir hastalari doktora goturmuslerdir. Cinliler, meshur beyin yikama faaliyetine baslarlar. Bunu uc asamada gerceklestirirler; sert davranis, ac ve susuz birakma, ikram ve iyi muamele ve son olarak da komunizmin anlatildigi propaganda calismasi. Bu faaliyetler
sonunda bircok Ingiliz ve Amerikali esirin beyni yikanip esaretten sonra ulkelerine donmeyi reddedecek duruma getirildikleri halde, bir tek Turk askerinde bu durum gorulmemistir.

AMERIKAN MC. CALL DERGISI SORUYOR

Yukaridaki bilgileri Mc. Call Dergisi, kahramanlari tarihleriyle ayrintili bir sekilde anlatir. Sonunda da Amerikali ebeveynlere, pedagog, psikolog ve sosyologlara sorar:

"Anadolu bozkirinin ortasinda dogan, binbir mahrumiyet icerisinde yetisen Turk cocuklari, bizim her turlu imkânlari, konforu vererek yetistirdigimiz cocuklarimizla ayni sartlar altinda, ayni imtihani gecirdiler. Onlar muvaffak oldular. Bizimkiler birbirlerine ellerini uzatmadilar. Birbirlerini korumasini bilmediler. Yalniz kendileri icin, bencilce yasamanin orneklerini verdiler. Bu yuzden maddi kayiplari oldu. Kizillardan daha sonraki donemde de iyi muamele gorunce, gevsediler ve cozulduler. Onlarin rejimlerini begendiler. Ailelerini, vatanlarini unutup, oralarda kaldilar. Nedir bu Turk'un cozulmeyen kuvveti, gucunun sebebi? Nedir bu bizim cemiyetimizin
zayifliginin, curuklugunun sebebi?"

SEBEP

Turk ve Amerikali askerlerin Cin esir kampinda gosterdigi farkli davranisin sebebini o gunleri yasayan bir Amerikali cavustan ogrendim: "Hasta ve yaralilar ilk agiz da olduler. Onlari hicbir inanci olmayanlar takip etti, keza ne gariptir ki gencler daha cabuk yok oldular.

Hicbir zaman yurda donme umidini ve Allah'a bagliligini kaybetmemis olan cavus Schlichter olenlerin ekserisinin pisipisine oldugune inaniyordu.Hicbir seye fazlasiyla inanmadan buyumus insanlar vardir. Bunlar, kiliseden, okuldan veya ebeveynlerinden bir inanc kazanmamislardir. Manevi gucleri yoktur. Dusman silahla yurda donus yolunu kesip, yasama imkânlarini ortadan
kaldirinca bunlar sikinti ve korkuyla karsi karsiya gelince kendilerine ceki duzen veremezler ve artik yasamak istemezler. Kendilerine ceki duzen verebilenler, yasamak azmini yitirmeyenler kurtulabildiler. Insanlarin yasamasi bazi inanclara baglidir. Bir kismi da sadece Cinlilerden nefret
ettikleri icin yasamaga calistilar."

Elde edilen sonuclar arasinda su konu gercekten buyuk onem tasimaktadir:

Amerikan esirlerinin % 50'si oldugu, Ingiliz esirleri arasinda olum miktari, bir zaman sonra Ingiliz hukumeti tarafindan ciddi olarak ele alinmayi gerektirecek kadar fazla oldugu halde, pek az sayida Guney Koreli yok olmustu. Turk esirlerinden ise hemen hemen hic olen yoktu.

Disiplin, davranis ve teskilatlanma noksanligi bircok Amerikalinin olumune yol acmisti. Bu maddi ve manevi soktan kurtulabilmek icin buyuk bir manevi guce sahip olmak, kendine guvendigi kadar arkadaslarina da guvenebilmek, bir onder etrafinda kenetlenebilmek gerekti. Kaya gibi duran Ingiliz cavuslar cok iyi mukavemet ettiler. Buna karsi, birlik ve beraberlik inanclari daha
zayif olan, genellikle fabrika sehirlerinden toplanmis diger askerler daha az dayandilar.

Fakat en iyi dayanan Turklerdi

Turkler, ayni genel kulture, ayni bilgilere sahip tam anlamiyla bagdasik bir gruptu. Emir komuta zinciri hicbir zaman bozulmadi. Dusmana karsi daima ayni safta kaldilar ve bu nedenle de kurtulmayi basardilar. Turkler, esir kampinda donunu cikarmadan banyo yapiyor, yaninda zuhrevi hastaliktan bahsedildigi zaman utanctan yuzu kipkirmizi oluyordu.

Komunist muhafizlarla arasi iyi olan bir onbasiyi kendilerine kidemli secen Amerikalilar gibi secim yapmamislardi. Turkler arasinda kideme hurmet devam etmekteydi. Her sabah kidemli olan vazife taksimi yapiyordu. Suyu kimin getirecegi, odunu kimin kiracagi, hastalara kimlerin bakacagi hicbir zaman problem olmuyordu. Hâlbuki Amerikali doktorlar, astsubaylar ve papazlar
hastalari yedireceklere, kendine hâkim olamayanlari yikayacaklara veya cali cirpi getireceklere cok defa yalvariyorlardi, cogunlukla da; "Sizin benden ne farkiniz var, kendin yapsana" cevabini aliyorlardi.

Muhafizlar, Turkler'in en kidemlisini, verilen emirleri yapmadigi icin cezalandirmakla bir sey kazanmiyorlardi. Zira kidemde ikinci olan, ucuncu olan ve hatta yuzuncu olan idareyi ele aliyor ve fakat tutumda hicbir degisiklik olmuyordu.

"Cinliler Turkler'in de isbirligi yapmasini istedi. Fakat Turkler isbirliginde bulunmadilar. Cunku her Turkun inanci kuvvetliydi". Sorgusu sirasinda birlik ve beraberliklerinin sebebini soran Cinliler'e bir Turk yuzbasisi su cevabi vermisti:

"Bu davranislarin koku, Turk askerinin kisladan aldigi askeri terbiyeden evvel, evinde aldigi manevi Turk aile terbiyesine dayanir. Biz disiplini anamizdan ogreniriz. Aile icerisinde uygulariz. Koylerimizdeki kahvelerde, camilerimizde bile davranislarimizin ozel bir disiplini vardir."

Evet Cin esir kampinda Mehmedcik ile Coni arasindaki farklar ve sebepleri bunlar. Fakliligin sebebi acikca gorulmuyor mu?

6 Eylül 2008

Uşah Melefesi Reklamı

Procter and Gamble, sizi körpenizin doğumu münasebetile tebrik edir, ona, ailenize ve seksen size hoşbeşlik, cansağlığı arzulayır.. Bütün uşaklar güzeldir, sizinkisi ise hamidan yakşıdır. Siz uşağınızın nece boy atmasını izleyecek, onun etraf muhitini derk edip, körpeni rahat eden, ya da narahat eden sebepleri araştıracaksınız. Adeten uşağın derisi ıslak olanda özünü yakşı hissetmir. Uşağınızın sakit ve rahat olması üçün, çok vacibdir ki, onun derisini hemise guru ve sağlam saklayasınız. Size bu işte Pampers uşak melefesi komak eder. Tez ve tesirli bir şekilde ıslakı özüne çekir, uşağın derisini kuru ve temiz, demelli sağlam saklayır. Biz size Pampers uşak melefelerinin numülerini pulsuz teklif edirik. Onları sınayın. Onda başa düşersiniz ki, Pampers neye göre sizin ve körpeniz için en yakşı seçimdir.

Pilot - Tekniker Atışması

Pilotlar her uçuştan sonra, uçuş sırasında karşılaştıkları ve tamir edilmesi ya da ayarlanması gereken sorunları tamir bakım personeline bildirmek için bir form doldurur. Pilotların doldurduğu bu formları daha sonra tamir bakımcılar okur ve sorunları giderir. Sonra da formun alt kısmına gerçekleştirilen düzeltici faaliyeti yazarlar ve pilotlar bir sonraki uçuştan önce bu formları ve tamircilerin notlarını okur. Yer personelinin ve tamir bakım personelinin espri anlayışı olmadığını söylememek gerekir. Aşağıda QUANTAS pilotlarının gerçek arıza ve şikayet bildirimleri ve tamir bakım mühendislerinin tamir sonrası cevapları yer almaktadır. Bu arada, Quantas havayolları kurulduğu günden bugüne dek hiç kaza geçirmemiş tek büyük havayolu şirketidir.

P = Pilotun arıza bildirimi.
S = Tamir bakımcının tamir sonrası notu.

P: Sol iç tekerleğin kısmen değiştirilmesinde fayda var.
S: Sol iç tekerlek kısmen değiştirildi.

P: Test uçuşu OK, fakat otomatik iniş biraz sert.
S: Bu uçakta otomatik iniş sistemi yok.

P: Kokpitte bir şey gevşemiş.
S: Kokpitte bir şey sıkıştırıldı.

P: Ön camda ölü böcek var.
S: Canlı böcek sipariş edildi.

P: Otomatik pilotu sabit yükseklikte uçuşa ayarlayınca dakikada 100 metre alçalıyor.
S: Böyle bir problem gözlenmedi. (uçak yerdeyken test edilmiş)

P: Sağ tekerlek hidroliğinde yağ kaçağı olduğunu gösteren bir yağ birikintisi var.
S: Yağ birikintisi temizlendi.

P: DME'nin volümü inanılmayacak kadar yüksek.
S: DME'nin volümü inanılabilir seviyeye ayarlandı.

P: Gaz manivelası kilitleri kapatılınca manivela yerinden oynamıyor.
S: Kilitler zaten o işe yarar.

P: IFF çalışmıyor.
S: IFF, OFF konumundayken asla çalışmaz.

P: Sanırım camda çatlak var.
S: Sanırım haklısın.

P: 3 numaralı motor kayıp.
S: Biraz araştırınca motorun sağ kanatta takılı olduğu anlaşıldı.

P: Lövyeyi ileri itince uçak saçmalıyor.
S: Kendine çekin düzen vermesi, doğru dürüst uçması ve ciddi olması için uçağa ihtar verildi.

P: Radardan mırıltılar geliyor.
S: Radar havlaması için yeniden programlandı.

P: Kokpitte fare var.
S: Kedi install edildi.